Bir sosyal girişim için uygun hukuki çatıya karar vermek yıpratıcı bir süreçmiş gibi görünebilir. Bu yazı; sosyal girişimciler ve avukatlarına, kurguladıkları organizasyonları sosyal & çevresel etkiyi en üst düzeye çıkaracak şekilde nasıl yapılandırabileceklerini gösterecek açık ve anlaşılabilir bir yol haritası sunmak için hazırlanmıştır. Bahse konu yol haritası; kimi oldukça başarılı, pek çoğu ise kesin olarak başarısız onlarca sosyal girişim hikayesinden ilham alınarak geliştirilmiştir. Diğer taraftan, iş o noktaya geldiğinde nihai kararı vermek ve bir tercih yapmak hiçbir zaman kolay olmaz. Bu nedenle amacımız; karmaşayı azaltmak, kafa karışıklığını gidermek ve sosyal girişimcilere birtakım “başı sonu belli” seçenekler sunmaktan fazlası değil.
Biçim İşlevi Takip Eder (Form Follows Function)
İlki ve en önemlisi; bir sosyal girişim olarak hangi tüzel kişilik üzerinden faaliyet yürüteceğiniz sorusunun her ihtiyaca cevap veren mucizevi bir yanıtı olmadığını bilmektir. Bir sosyal girişimin hukuki yapısını, onun tam olarak “ne” yaptığı ve “nasıl” bir faaliyet yürüttüğü belirler. İyi bir mimarın, tasarlayacağı binada hangi faaliyetlerin yürütüleceğini çizim masasına oturmadan önce bütünüyle anladığı gibi; iyi bir sosyal girişim avukatı da birlikte çalıştığı girişimcinin ne tür bir etki yaratmak için yola çıktığını ve bu hedefi nasıl gerçekleştireceğini anlamış olmalıdır. Özetle, biçim işlevi takip eder.
İş Modeli
“Sosyal” iş modelleri havuzuna dalıp gitmeden önce, bir “iş modelinin” ne demek olduğu üzerine düşünmek gerekir. Sonrasında ise bir sosyal girişimin geleneksel iş modellerinden ne şekilde ayrıştığına odaklanacağız.
İş modeli, temelde bir “hikâyedir” — girişiminizin “nasıl iş yaptığını” anlatan bir hikâye... Ve iyi bir iş modeli Peter Drucker’ın asırlık sorularına cevap vermelidir: Müşteri kimdir? Neye değer verir? Aynı zamanda her yöneticinin sorması gereken bazı sorular için de yanıtları vardır: Bu işten nasıl para kazanacağız? Müşterilerimiz için yarattığımız uygun fiyatlı değeri hangi ekonomik mantık üzerinden gerçekleştirebiliriz? Tabi siz daha kolay ve anlaşılır bir tarif istiyor olabilirsiniz. O halde iş modelini basitçe, “Nasıl para kazanacaksınız?” sorusuna verdiğiniz bir yanıt olarak düşünün.
Bir sosyal girişimin iş modeli, tüm bunların yanında organizasyonunuzun hangi yöntemle “etki” yaratmayı planladığı hakkında da bir şeyler söylemelidir. Genel toplamda “finansal kâr dışında sosyal ve çevresel faydaya nasıl ulaşacağınız”, adına sosyal iş modeli dediğimiz şeyi tanımlar. Tüm bu çabayı “kâr ve amacın peşinden birlikte gitmek” şeklinde özetleyebiliriz.
Aşağıdaki akışta yaygın biçimde kullanılan “sosyal iş modellerini” listeledik. Bu iş modeli listesi en kapsamlı içeriği sunmasa da başlangıç için iyi bir referanstır. (Eğer eklememizi istediğiniz bir model olursa bize merhaba demekten çekinmeyin.)
Buy One Give One / Bir Al Bir Ver
Sattığınız her bir ürün için ihtiyaç sahiplerine bir ürün bağışlarsınız.
TOMS, Warby Parker, Leesa, Parachute
Cross-Subsidization / Çapraz Sübvansiyon
İhtiyaç sahiplerine düşük fiyatlı yahut ücretsiz ürün sağlarken, diğer müşterilere yüksek fiyattan ürün satarsınız.
Dial 1298
Bottom of the Pyramid / Piramidin En Altı
Düşük gelirli insanların kendilerine özgü sorunlarını çözmek için düşük maliyetli ürün ya da hizmetler tasarlarsınız.
D-Rev, Embrace, Bridge International Academy, Grameenphone, Microfinance, D.Light
Two-Sided Marketplace / Çift Taraflı Pazaryeri
Bir platform ya da hizmet kurgulayarak ilgilileri yeni pazar fırsatları ile tanıştırırsınız.
Etsy, Kickstarter, GoFundMe
Sharing Economy / Paylaşım Ekonomisi
Sermaye-yoğun ürünlere erişim imkanı sağlarsınız.
Zipcar
Ethical Supply Chain / Etik Tedarik Zinciri
Sosyal ve çevresel sürdürülebilirliği hizmet ve ürünlerle birleştirirsiniz.
Method, Merge4, Mandala Naturals, Maiyet, Burt’s Bees, Method
Shared Ownership / Müşterek Mülkiyet
Çalışanlara ve müşterilere şirkette pay sahibi olma hakkı tanırsınız.
King Arthur’s Flour, Persephone Brewing, Equal Exchange
Direct Employment / Doğrudan İstihdam
Geleneksel olarak istihdam güçlüğü çeken kesimleri işe alırsınız.
Hotbread Kitchen
Consulting Services / Danışmanlık Hizmetleri
Sosyal etkiyi arttırmak ve ölçmek üzerine hizmetler sunarsınız.
FSG, Arabella Advisors, Bridgespan, Phil Communications, Geneva Global
Environmental Sustainability / Çevresel Sürdürülebilirlik
Enerji verimliliği ve sürdürülebilirliğini arttıran ürün ve hizmetler satarsınız.
Solar City, HomeSol Building Solutions; 5 Lakes Energy; Power Dash Inc.
Donor Supported / Bağışçı Destekli
Gelirinizi bağışlardan elde edersiniz.
charity: water, donorschoose.org, BUILD
Tüm bu özelleşmiş iş modelleri, aşağıda detayları verilen üç farklı iş modeli türü altında sınıflanır:
Kâr ve Amacın Gerilimi - Bir Al Bir Ver, Etik Tedarik Zinciri, Doğrudan İstihdam, Müşterek Mülkiyet, Çapraz Sübvansiyon...
Kâr ve Amacın İş Birliği - Piramidin En Altı, Çift Taraflı Pazaryeri, Paylaşım Ekonomisi, Danışmanlık Hizmetleri, Çevresel Sürdürülebilirlik...
Kâr ve Amacın İlgisizliği - Bağışçı Destekli...
Kâr ve Amacın Gerilimi
İnsanlar sosyal girişimler üzerine bir parça kafa yorduğunda ilk akla gelen iş modeli çoğunlukla “Kâr ve Amacın Gerilimi” olur. Bu modelde, fayda yaratmak ile para kazanmak arasında bir değiş tokuş ilişkisi vardır. Günün sonunda sosyal girişimci “fayda” için bir miktar “paradan” vazgeçer. Bu yönüyle, kâr ile girişim tarafından takip edilen sosyal ve çevresel amaç arasında negatif bir korelasyon vardır. Daha fazla iyilik yaptıkça kârlılığınız da aynı oranda düşer.
Kâr ve amacın gerilimi iş modeline örnek bir sosyal girişimden bahsedeceksek, sattığı her bir gözlük için gelişmekte olan ülkelerdeki ihtiyaç sahibi insanlara bir adet gözlük bağışlayan gözlük firması Warby Parker’ı ele alabiliriz. Bir an için ürettikleri her bir gözlüğün maliyetinin $20 olduğunu varsayalım. Diğer yandan sattıkları her bir gözlükten elde ettikleri kârın da $40 olduğunu düşünelim. Böyle bir senaryoda, sosyal amaçlarına (ihtiyaç sahiplerine gözlük sağlamak) ulaşma yolunda parça başı kârlarının $40’dan $20’a düştüğünü görmek için Alan Turing olmaya gerek yok değil mi? İşte kâr ve amaç arasındaki negatif korelasyon basitçe bu şekilde ortaya çıkar.
Kâr ve amacın gerilimi iş modeli ile faaliyet yürütüldüğünde, sosyal girişimci ve yatırımcı arasında da bir tür “gerilimin” varlığından söz etmek mümkündür. Zira masanın bir tarafında ortaya koyduğu sermayenin finansal dönüşünü bekleyen bir yatırımcı, diğer tarafında ise sosyal ve çevresel etki yaratmanın peşinde koşan bir sosyal girişimci vardır. Bu yatırım ilişkisi bir noktada, kârlılığı maksimize etmek için amacı geri plana alma yönünde bir baskıya, daha uç örneklerde ise bir davaya dönüşebilir.
Yukarıda anlattığımız sebepler yüzünden, kâr ve amacın gerilimi iş modelinde girişimin “amacını” korumak esas hale gelir. B Corp; yasal bir şirket türü olarak kabul gördüğünde, bu türden girişimler için tasarlanmış bir hukuki çatı vaat eder. Ne yazık ki bugün için Türkiye’de sosyal girişimlerin ihtiyaçlarına bütünüyle cevap veren bir ticaret şirketi türü bulunmuyor. Yani amacınızı sözleşmesel düzlemde korumaya çalışmalısınız. Diğer taraftan en azından B Corp Sertifikası’na başvurarak işin başında ne için yola çıktığınızı kendinize ve hissedarlarınıza sürekli olarak hatırlatmanız mümkün.
Kâr ve Amacın İş Birliği
Pek çok insan, "sosyal girişimlerin" amaçlarının ardında koşarken karlılıklarından az-çok feragat ettiklerini düşünür. Ancak bu varsayım her zaman için doğru olmak zorunda değil. Bazı iş modellerinde kâr ve amaç arasında pozitif bir korelasyon vardır. Yani ne kadar iyilik yaparsanız, o kadar kazanç elde edersiniz.
“Kâr ve Amacın İş Birliği” modeli, kâr ve amacın gerilimi iş modelinin 180 derece karşısındadır. Adından da anlaşılacağı üzere bu modelde, fayda yaratmakla kâr elde etmek arasında tam bir iş birliği mevcuttur. Daha fazla iyilik yaptıkça kârlılığınız da aynı oranda artar.
Örneğin, Kenya’da düşük gelirli ve şebekeden uzaktaki evlere temiz elektrik enerjisi sağlamayı amaç edinen bir güneş enerjisi şirketi olan M-KOPA’yı düşünün. Sizin bizim gibi ailelere; evlerini aydınlatmak, küçük ev aletlerini kullanabilmek ve telefonlarını şarj edebilmek için gerekli olan elektriği üreten bir güneş enerjisi sistemi sunuyorlar. Dahası ödeme sistemlerini, hedef kitleleri için ulaşılabilir kılacak şekilde yapılandırmanın da bir yolunu buldular. M-KOPA bu yöntemle Kenya, Tanzanya ve Uganda’da 375.000’den fazla eve güneş enerjisi ulaştırdı. Üstelik bu sayıya her gün 550 yeni ev daha ekleniyor.
Yani M-KOPA özelinde, sattıkları her bir güneş enerjisi sistemi ile bir taraftan karlılıklarını arttırırken diğer taraftan da sosyal ve çevresel amaçlarına biraz daha yaklaştıklarını söyleyebiliyoruz.
Kâr ve Amacın İş Birliği modelinde yatırımcılar ile sosyal girişimciler arasında “gerilim” yoktur (veya pek azdır). Çünkü işinizin doğası gereği daha çok fayda yarattıkça daha fazla para kazanırsınız. Bu açıdan bakıldığında girişimin “amacının” korunması, kâr ve amacın gerilimi iş modelindeki örneğe nazaran çok daha az önem arz eder. Eğer bu şekilde faaliyet yürütüyorsanız, geleneksel ticaret şirketi türleri sizin için uygun seçeneklerdendir.
Kâr ve Amacın İlgisizliği
Kâr ve Amacın İlgisizliği iş modeli yaratılan fayda ile elde edilen kâr arasında herhangi bir bağlantının bulunmadığı ya da bu bağlantının çok zayıf olduğu modelleri tarif eder. Sosyal girişimcilik bağlamında ise bu kavram genellikle bağışçılar tarafından finanse edilen organizasyonları tanımlamak için kullanılır. Söz konusu geleneksel “hayır kurumu” yapılarında, elde edilen gelir ile yaratılan fayda arasında herhangi bir doğrudan ilişki bulunmaz. Bu gibi örneklerde daha fazla gelir elde etmenin yolu tipik olarak, dernek ya da vakfın sahip olduğu inisiyatif alabilen insan kaynağından geçer.
Örneğin öksüz ya da yetim kalmış çocuklar için bakım imkânı sağlayan kurumları ele alalım. Bu gibi faaliyetlerde bakımını üstlendiğiniz çocuk sayısıyla elde edeceğiniz gelir arasında herhangi bir korelasyon yoktur. Elde edeceğiniz gelir, yardım faaliyetlerinizi ne derece etkili duyurduğunuz ve pazarladığınızla doğru orantılı olarak artacaktır.
Kâr ve takip edilen amaç arasında korelasyonun bulunmadığı iş modelleri için, geleneksel sivil toplum yapıları olan dernek ve vakıf gibi tüzel kişilikler göz ününe alınması gereken ilk seçeneklerdendir.
Bir Tercih Yapmak
Yukarıda anlatılanlar ışığında sosyal ve çevresel etki için uygun hukuki çatıyı kurgularken:
Bir iş modeline karar verin.
Kâr ve amaç ilişkisi özelinde doğru sınıflandırmayı yapın.
Bu adımlar en uygun hukuki çatıya giden yolda seçeneklerinizi daraltmaya yardımcı olacaktır. Son aşamada ise sosyal girişiminizin kendine has şartlarını da hesaba katarak mevcut opsiyonlar dahilinde bir seçim yapmanız gerekir.
Karma İş Modelleri
Pek çok sosyal girişim yukarıda belirtilen iş modellerinden birinin altına sorunsuz şekilde girer. Ancak karma modellerle faaliyet yürütülmesi de mümkündür. Örneğin, çevre dostu materyallerle ürettiği ürünleri “Piramidin En Altına” satan bir sosyal girişim hayal edin. Böyle bir girişim, hem “kâr ve amacın iş birliği” (KAİB) hem de “kâr ve amacın gerilimi” (KAG) kategorileri altında değerlendirilebilir. Peki böyle bir durumda uygun hukuki çatı nasıl tespit edilir?
Eğer karma iş modeliniz; KAG – KAİB kombinasyonundan oluşuyorsa, "amacın" korunması görmezden gelinebilecek bir detay olmaktan çıkar. Bir dereceye kadar kâr ve amacın iş birliği içerisinde olduğu ve bunun girişimin amacı açısından doğal bir koruma sağlayacağı ileri sürülebilecek olsa da; ortada bir “gerilim” de vardır ve bu uzun vadede bazı tavizlere kapı aralayabilir. Yani en iyisi tedbiri elden bırakmadan sosyal girişimin amacını koruyacak önlemleri almaya çalışmak olacaktır.
Eğer karma iş modeliniz KAG veya KAİB ile Kar ve Amacın İlgisizliği kombinasyonundan oluşuyorsa, o halde en doğru seçim geleneksel dernek ya da vakıf yapıları üzerinden bir kurgu ortaya çıkarmak olur. Evet kural olarak ticaret şirketlerine de bağış yapılabilir. Lâkin bu nadiren olur ve uzun vadeli bir gelir elde etme yöntemi olarak kullanılmaz. Yani amacınızı gerçekleştirme yolunda bir yandan gelir elde etmeye yönelik aktif faaliyet yürütmek, diğer taraftan da bağış toplamak istiyorsanız; sivil toplum yapıları bu ihtiyacı çözmek için uygun araçlar sunacaktır. Ancak şunu unutmayın, günün sonunda en doğru seçim için her bir somut olayı kendi içinde değerlendirmek zorundasınız.
15/10/19
İlgili Kaynaklar:
Sorumluluk: Bu sayfa altında sağlanan içerik tamamıyla bilgilendirme amaçlı olup hiçbir şekilde reklam, tanıtım vb. adlar altında değerlendirilemez, hukuki tavsiye olarak yorumlanamaz ve izinsiz olarak kullanılamaz. Bu makaleyi okumanız bizimle avukat - müvekkil ilişkisi kurduğunuz anlamına gelmeyecektir. Eğer daha detaylı bilgi edinmek isterseniz, Cihangir Hukuk yardımcı olmaktan memnuniyet duyar. Bize buradan ulaşabilirsiniz.
Comments